İNTİZAR



ŞAVŞETLİ’nin İNTİZARİ

                      Erdem UZAKLAR


NÊYÊ DEDİM BU İNTİZARİ?
O, ohudi getti; şeherli oldi.
Ben köydé kaldım.
oniçin dedim bu intizari.
Küknerin dibinde eskiye taldım.
Aldandım da
oniçin dedim bu intizari.

Çocuhluhtan komşi komşi büyüdük.
Tenhelérdé el elé çoh yürüdük.
Mektuplari çiçeklerle bürüdük.
Vesselam ki kandım da
oniçin dedim bu intizari.

Biz kendimize ne sözler vermiştik.
Güya evé hali kilim sermiştik.
Her renk çiçekten bir sevgi dermiştik.
Düşü gerçek sandım da
oniçin dedim bu intizarı.

Ağnadız şimdi
néyé dedim bu intizari?
İçimi töküp da ağliyerim zari zari.
Ne olur hoş görün siz bu efsene yazari!
Böyle tutuştum yandım da
oniçin dedim bu intizari.

Çoh fena düştüm de
yazdım bu intizari.
Kendimden geçtim dé
düzdüm bu intizari.

İNTİZAR
Beni hırakladın sen de yanasın.
Heç kâvlanma ki (sen benim) bilduğum tanasın.
Gündüz hayal görüp gerçek sanasın.
Herkes intizarın söyliya senin.

Buçula taşına çah çah olasın.
Donğuzluhta borbal gibi dönesin.
Kürek kürek çuvallara tolasın.
Unlaran güveler tariya senin.

Odun olup satarlardan enasın.
Sobalarda pelut gibi yanasın.
Rüzger vura ocahtaykén sönésin.
Sersinler külünü kapiya senin.

Çığda kalasın çıhmasın nefesin.
Yıllar geçsin kimse tuymasın sesin.
Leşların tökülsün, zeralar yesin.
Ağzın burnun kuduz itler yaliya senin.

Sirke töksün ommiyacah başına.
Bit tarasın her yanına kaşına.
Zehir katsın ekmeğine aşına.
Kekeçlene düzgün yerin kalmiya senin.

Tığda çelhiya çıhıp yem olasın.
Çaynikte bayatlayıp dem olasın.
Huysuz atın ağzında gem olasın.
Gem vurduhça şoğurtların tutmiya senin.

Sancidan sinel gibi bükülésın
Şevket Usta’ya dişin sökülésın
Harşolanıp yerlere tökülésın.
Etlérın da yatahlarda çüriya senin.

Görühli tarlada binesin tata.
Öküzler bondruhtan hakoza ata
Kütan kariştura toprağa kata.
Bengzin da dönsün sapsariya senin.

Suyun yerine zehir zukkumi iç.
Ağzın bir kapi gibi kalsın ğırıç.
Başın belalardan kurtulmasın heç.
Bir günün bir günden ey olmiya senin.

En olmaduh işler çıhsın karşına.
Sıçan düşsün küplerdeki turşuna.
Herkes hayıflansın bu duruşuna.
İkrahluh tadlar midenden ahmiya senin.

Hapa haptan küdrüm olup sürünesin.
Boydan boya karalara bürünesin.
Bu genç çağda yüz yaşında görünesin.
Çaluhlanup dilin ağzan sığmiya senin.

Yaylada tabahli tanaya dönesin.
Baytari görüp ğecolara sinesin.
Yuvarlanıp kör dereyé inesin.
Cendegân da kurtlar tariya senin.

Dertlere düşüp de heç diyamiyésın.
Elini el üstüné koyamiyésın.
Merkezde helva ekmek yiyémiyésın.
Acluhtan elin ayağın titriya senin.

Bir tek kukul vereméyıp da solasın.
Saman olup da merekléré dolasın.
Tipi boranda Sahara’da kalasın.
Cendegin kürtükten heç çıhmiya senin.
Bir tek kukul veréméyıp da solasın
Saman olup da merekléré dolasın
Tipi boranda Sahara’da kalasın
Cendegin kürtükten heç çıhmiya senin.

Kara kazanlarda kayniyasın ocahta.
Tuyulsun sırıpınların dört bir bucahta.
Her bir yerin hıraklansın kabda kacahta.
Kimse yanuhların hıplayıp tökmiya senin.

Rakunada kaynarlayıp dögsünler seni.
Kuyilara uzadıp da büksünler seni.
Tohusunlar söksünler pusklasınlar seni.
Kimse ipliğin yumağın seçmiya senin.

İtler putur kütük sanıp üsten işesin.
Ağnaşıliyer ki sen çoh donğuz bişesin.
Domdomla vurulup davul gibi şişesin.
Konsun sinekler, puşundan uçmiya senin.

Sanashala düşesin zemheri ayında.
Yardıma kim gelecek … Herkes kendi hayında.
Gözün kalsın bagâlarda , malların payında!
İnekler üstünü tırasa buliya senin.

Ğurğumela vursun uçhurun tutamiyasın.
Helli çorbasından bir lohma yutamiyasın.
Küdlanasın da bir adım bila atamiyasın.
Boğozundan bir yutum su geçmiya senin.

Löb’ya güvecinde hıt hıt kayniyasın.
Deli düzde rıtto gibi oyniyasın.
Puştluh variken erluği neyniyasın?
Tuyanlar né poh olduğun ağniya senin.


EYLÜL-2003/OCAK-2004, ANKARA


Not: Bu şiir, serbest heceyle yazılmıştır.

U Z A K L A R A
 
NE BİLEM
 
Tutsa da odlara atsalar beni
Yanar mıyım yanmaz mıyım ne bilem
Çıkarıp ateşten kurban etseler
Kanar mıyım kanmaz mıyım ne bilem

İşlese derinden yürek yarası
Işık gözlerinin gitse karası
Bir daha gelmese görüş sırası
Anar mıyım anmaz mıyım ne bilem

Kalabalık şu insansız bellerden
Betonlaşmış çirkin uzak ellerden
Asfaltlanmış geniş geniş yollardan
Döner miyim dönmez miyim ne bilem

Uzaklar'ı çocuk gibi ağlatsan
Ateş ile yüreğini dağlatsan
Yangınıma şu Çoruh'u bağlatsan
Söner miyim sönmez miyim ne bilem


E.UZAKLAR
"BULDUM" KÖZLEMELERİ
 
Dikenin gülünü buldum

Yakanın ilini buldum
Koştum ki söndürem belki
Yananın külünü buldum

Bitirdim dalda buldum
Yitirdim elde buldum
Aradım aşka çare
Bak işte dilde buldum

Aradım alda buldum
Kovanda balda buldum
Ben seni her anımda
Yanımda yolda buldum

Suyun gözünü buldum
Odun közünü buldum
Çok okudum yazdım da
Sözün özünü buldum

E.UZAKLAR
"VAR " KÖZLEMELERİ
 
Her toprağın bir taşı var
Her kurunun bir yaşı var
Araştır da bak ey dostum
Her gerçeğin bir düşü var

Her yanışın bir sönüşü var
Her gidişin bir dönüşü var
Unutmayın ey çocuklar ki
Her yokuşun bir inişi var


Her baharın bir güzü var
Her bir kışın bir yazı var
Aklından hiç çıkarma ki
Her gecenin gündüzü var

Her ırmağın bir akışı var
Her güzelin bir bakışı var
Düşün taşın yanıt bulursun
Her girişin bir çıkışı var

Her bir kulağın bir duyuşu var
Her bir ozanın bir deyişi var
Dinle bak ne diyor şu atasözü
Her yiğidin bir yoğurt yiyişi var

E.UZAKLAR
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol