CENGELEK
*Özdem Akaltun’a
I
Halaoğli yazın çağırdın beni
Galamadım ondan çok çok üzgünüm
Anlatsam olur mi onun yerina
Anılarda kalan şu Cengelegi
II
Topyolu’ndan geçar gedar görürsün
Kışla başka yayla başka dağ başka
Biçenek baharda durur çiçega
Negö başka şığam başka çiğ başka
Bir kapanur bir açılur havalar
Gökkuşaği renk renk olur ovalar
Südluklarda dolar taşar kovalar
Şırat başka kaymak başka yağ başka
Taş degmiş da titan kırmiş bacaği
Çoban orda hemen çekmiş biçaği
Şişa vurmiş eti yakmiş ocaği
Dönar başka lavaş başka cağ başka
Özlem ateşini bir fungar alur
Sel gidar gerida çegili kalur
Kete gevrek bişar kokusi galur
Yer eylaşur hasta başka sağ başka
Haziranda ala yanar yaylalar
Eylül başi köya dönar yaylalar
Issız kariplaşur sönar yaylalar
Dere başka tepe başka bağ başka
Özdem Usta na demişlar bilursun
“Andır kalsın şu ayriluk.”n’olursun
Uzaklar’i bak gönlünda bulursun
Sıla başka gurbet başka çağ başka
Erdem UZAKLAR
|