ARTVİNCAN



 ARTVİNCAN

            Önce selam eder hâl ve hatrını sorarım.Eysin ne ediyersin? Çocuklar nasıl?Arhavi,Hopa,Borçka,Yusufeli,Ardanuç,Şavşat.
Artvincan,
Beni soracak olursan…Şu zalim ayrılık olmasa…
Biz bu Ankara’da Artvinli kadınlar, gün yapıyoruz aramızda. Yemeklerimizi, türkülerimizi,oyunlarımızı paylaşıyoruz.Arada bir de ses sese verip özlemlerimizi dile getiriyoruz.Arada bir de şiirler söylüyoruz sana.
            Sevimgil’in gününde tuttuk sırayla söyledik içimizden gelenleri. Artvincan dinle bak ki sana neler dedik.
 
Aldı Gülinaz:
Bulutlara değer başın Artvincan
Özledim toprağın taşın Artvincan
Ver mendili silem yaşın Artvincan
                        Gurbette yolun gözlettin bana
                        Gece gündüz kendin özlettin bana
 
Aldı Çiçek:
Yücedir Kaçkarlar karı tükenmez
Yersin Korzul’un narı tükenmez
Güzlemiş yamaçlar sarı tükenmez
                           Yurda darı gibi saçıldık bizler
                           Gurbet denizine açıldık bizler
 
Aldı İpek:
Çoruh’un yanları derin kayalar
Bir asma köprüden geçen yayalar
Ankara’dan beni nasıl duyalar
                             Köy köy ev ev gezsem seni Artvincan
                             Bırakma gurbette beni Artvincan








                Aldı Satut:
Çayırda düzlükte kişner mi atlar?
Sağılır sürüler kaynar mı sütler?
Biçip de yığınca kurur mu otlar?
                               Davulun sesini duysam da gelsem
                               Şu yol havasına uysam da gelsem
 
Aldı Elif:
Köyde kentte bütün tarih konuşur
Tepelerde karlar yazla tanışır
Bakışmalar sonra aşka dönüşür
                                Ben gönlümü ele verdim Artvincan
                                Ben kendimi sele verdim Artvincan
                
Aldı Pumpul:
Üzüm yollar incir yollar nar yollar
İçim yanar serin diye kar yollar
Gelsem dönsem yetişemem dar yollar
                          Rize’den oyani Livane’dir bil
                          Pumpul sensiz burda divanedir bil
 
 
Aldı Nigâr:
Ben bin kerre açtım sırrımı sana
Sen bir zerre melhem sürmedin ona
Bak yaklaştık işte iyice sona
                          Bilbilan’da kara döndüm Artvincan
                          Özleminden nara döndüm Artvincan
 
Aldı Güldalı:
Başım döne döne çıksam yaylaya
Götürüp yükümü yıksam yaylaya
Derelerden aşşağı aksam yaylaya
                         Gurbetlerde sensiz garip yaşarım
                          Dokunmayın Çoruh olur taşarım
 
Aldı Güneş:
Bu gece kendimi köyüme saldım
Makara katıldım oyuna daldım
“Barımın adını Atam’dan aldım”
                     El ele kol kola oynasın kızlar
                     Cabbar Usta çalsın kaynasın kızlar
 
Aldı Güleser:
Mayıs bahçesinde menekşe açar
Köylerin üstünden turnalar uçar
Yığnağın içinde göz gözü seçer
                      Başımı göğsüne gömsem Artvincan
                      Mensurat çayında çimsem Artvincan
 
Aldı Ferniyaz:
Savuh sudan içsem de doyamam ki
Şu yanık bağrıma taş koyamam ki
Neler geldi başa hiç sayamam ki
                         Çegil yerden funğar olsam sökülsem
                         Uy Karadeniz, aksam sana dökülsem
 
Aldı Gülcan:
Bir yandan yumağa sarsan sen beni
Bir yandan nakışa vursan sen beni
Bir yandan kilime kursan sen beni
                            İplik iplik telin olsam Artvincan
                           O hünerli elin olsam Artvincan


Aldı Nurcan:
Bahar gelmiş bütün dallar çıldırmış
Sarı beyaz pembe allar çıldırmış
Çilek çıkmış gonca güller çıldırmış
                            Kanıyor neşteri vurdun yarama
                            Puslu dağda yitsem bile arama
 
Aldı Ehlinaz:
Yüreğimin dağına yazdım adını
Hiç kimse silemez aşkın tadını
Unutmam ki asla gençlik yadını
                             Babam yatar toprağında Artvincan
                             Anam kokar yaprağında Artvincan
 
Aldı Afinaz:
Çarşının içinden büyük çay geçer
Süles’in sırtından dolunay geçer
Başım ağıriyer elin koy geçer
                          Alt evde sökiya gelip otursam
                          Sinköt bekmezine ekmek batursam
 
Aldı Zeycan:
Hapahaptan sıçradım da uyandım
Zalim ayrılığa nasıl dayandım
Düştüm ocağına yakıldım yandım
                          Ormanında göle dönsem Artvincan
                          Yamacında yele dönsem Artvincan
 
Aldı Zöhre:
Yere parten parten karlar düşiyer
Tutmadın da gördün elim üşiyer
Bu kızlar söyleyip yaram deşiyer
                          Yazın geliyorum bekle Artvincan
                          Bırakma beni de sakla Artvincan
 
Aldı Sevim:
Of  kızlar bu nasıl sözdür bitmiyer
Köydeki anılar gözden getmiyer
Özlem dindirmeye şiir yetmiyer
                          Bu gün yine sözden söze döküldük
                          Söyleştik de bizden size döküldük
 
       Ey Artvincan gördün başa geleni. Söyle söyle gelmedi lafın sonu. Hiçbir şey kâr etmedi söndürmeye özlemi. En iyisi kesmeli burada bu mektubu.
       Koni komşiya mahsus selam ederim. Büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öperim.
       Hoşça kal Artvincan.              
 
                                         Erikli’den Sona DALKIRMAZ
U Z A K L A R A
 
NE BİLEM
 
Tutsa da odlara atsalar beni
Yanar mıyım yanmaz mıyım ne bilem
Çıkarıp ateşten kurban etseler
Kanar mıyım kanmaz mıyım ne bilem

İşlese derinden yürek yarası
Işık gözlerinin gitse karası
Bir daha gelmese görüş sırası
Anar mıyım anmaz mıyım ne bilem

Kalabalık şu insansız bellerden
Betonlaşmış çirkin uzak ellerden
Asfaltlanmış geniş geniş yollardan
Döner miyim dönmez miyim ne bilem

Uzaklar'ı çocuk gibi ağlatsan
Ateş ile yüreğini dağlatsan
Yangınıma şu Çoruh'u bağlatsan
Söner miyim sönmez miyim ne bilem


E.UZAKLAR
"BULDUM" KÖZLEMELERİ
 
Dikenin gülünü buldum

Yakanın ilini buldum
Koştum ki söndürem belki
Yananın külünü buldum

Bitirdim dalda buldum
Yitirdim elde buldum
Aradım aşka çare
Bak işte dilde buldum

Aradım alda buldum
Kovanda balda buldum
Ben seni her anımda
Yanımda yolda buldum

Suyun gözünü buldum
Odun közünü buldum
Çok okudum yazdım da
Sözün özünü buldum

E.UZAKLAR
"VAR " KÖZLEMELERİ
 
Her toprağın bir taşı var
Her kurunun bir yaşı var
Araştır da bak ey dostum
Her gerçeğin bir düşü var

Her yanışın bir sönüşü var
Her gidişin bir dönüşü var
Unutmayın ey çocuklar ki
Her yokuşun bir inişi var


Her baharın bir güzü var
Her bir kışın bir yazı var
Aklından hiç çıkarma ki
Her gecenin gündüzü var

Her ırmağın bir akışı var
Her güzelin bir bakışı var
Düşün taşın yanıt bulursun
Her girişin bir çıkışı var

Her bir kulağın bir duyuşu var
Her bir ozanın bir deyişi var
Dinle bak ne diyor şu atasözü
Her yiğidin bir yoğurt yiyişi var

E.UZAKLAR
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol