ŞAVŞAT TÜRKÜSÜ


 

 
ŞAVŞAT TÜRKÜSÜ
                        “ONLARIN ANISINA”
 
Çıkarsın Efkâr’a Karçal görünür
Suloban, Süles’ten her hâl görünür
 Çoruh deli akar Bar
 Şavşat’ım Şavşat’ım düşler ülkesi
            Aşk eder kendine gören herkesi
 
Şavşat Çarşısı’nda sesimiz kaldı
Nahsit’in düzünde nesimiz kaldı
Eylülden bugüne yasımız kaldı
            Şavşat’ım Şavşat’ım canlar ülkesi
            Dinlersen duyarsın o yiğit sesi
 
Düşmanlıklara son verdik Şavşat’ta
İnsanlıklara yön verdik Şavşat’ta
Yiğitlerden çok can verdik Şavşat’ta
            Şavşat’ım Şavşat’ım yolcu ülkesi
            Dinle bak geliyor canların sesi
 
Kurumuş otları solmuş Cengelek
Sorgulardan geçtik demirden elek
Arkadaşlar nerde ey zalim felek
            Şavşat’ım Şavşat’ım canlar ülkesi
            Dinle bak geliyor annemin sesi
 
Yalınayak karlı yola döküldük
İşkencede sinel gibi büküldük
Rakunada bir şal gibi sıkıldık
            Şavşat’ım Şavşat’ım canlar ülkesi
            Dinle bak geliyor  özgürlük sesi
 
Nazlı funğar taş başından atiyer
Şehitler de mezarlıkta yatiyer
Güneş enmiş mor dağlardan batiyer
            Şavşat’ım Şavşat’ım aydın ülkesi
            Dinle bak geliyor öğretmen sesi

 
Ezrum zindanından Şavşat görünmez
Ranzanın üstünden Rabat görünmez
Mazgal demirinden Heyrat görünmez
            Şavşat’ım Şavşat’ım özlem ülkesi
            İşte bu duyduğun onların sesi
           

Yanmadan önceki o güzel çarşı
O yangın kül etti yeri ve arşı
Yükseldi feryatlar yangına karşı
            Şavşat’ım Şavşat’ım emek ülkesi
            Meydandan geliyor halkımın sesi
                                       Erdem UZAKLAR
U Z A K L A R A
 
NE BİLEM
 
Tutsa da odlara atsalar beni
Yanar mıyım yanmaz mıyım ne bilem
Çıkarıp ateşten kurban etseler
Kanar mıyım kanmaz mıyım ne bilem

İşlese derinden yürek yarası
Işık gözlerinin gitse karası
Bir daha gelmese görüş sırası
Anar mıyım anmaz mıyım ne bilem

Kalabalık şu insansız bellerden
Betonlaşmış çirkin uzak ellerden
Asfaltlanmış geniş geniş yollardan
Döner miyim dönmez miyim ne bilem

Uzaklar'ı çocuk gibi ağlatsan
Ateş ile yüreğini dağlatsan
Yangınıma şu Çoruh'u bağlatsan
Söner miyim sönmez miyim ne bilem


E.UZAKLAR
"BULDUM" KÖZLEMELERİ
 
Dikenin gülünü buldum

Yakanın ilini buldum
Koştum ki söndürem belki
Yananın külünü buldum

Bitirdim dalda buldum
Yitirdim elde buldum
Aradım aşka çare
Bak işte dilde buldum

Aradım alda buldum
Kovanda balda buldum
Ben seni her anımda
Yanımda yolda buldum

Suyun gözünü buldum
Odun közünü buldum
Çok okudum yazdım da
Sözün özünü buldum

E.UZAKLAR
"VAR " KÖZLEMELERİ
 
Her toprağın bir taşı var
Her kurunun bir yaşı var
Araştır da bak ey dostum
Her gerçeğin bir düşü var

Her yanışın bir sönüşü var
Her gidişin bir dönüşü var
Unutmayın ey çocuklar ki
Her yokuşun bir inişi var


Her baharın bir güzü var
Her bir kışın bir yazı var
Aklından hiç çıkarma ki
Her gecenin gündüzü var

Her ırmağın bir akışı var
Her güzelin bir bakışı var
Düşün taşın yanıt bulursun
Her girişin bir çıkışı var

Her bir kulağın bir duyuşu var
Her bir ozanın bir deyişi var
Dinle bak ne diyor şu atasözü
Her yiğidin bir yoğurt yiyişi var

E.UZAKLAR
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol