HAYDEN PANCARCİYA!
Köç köç olup yaylalara çıhanda.
Bulutlar kararıp “köynek sıhanda”.
Seller kalhıp çeperleri yıhanda.
Hayden gidélim hayden!
Artvin’in bağlarına
O karlı dağlarına.
Kışlalarda yatık döner bişende
Korzul’da kirezlere göz düşende
Düzlükler şenlenip tulum şişende
Hayden gidélim hayden!
Şavşat’ın bağlarına
Pancarli dağlarına
Koni komşi çadırlari kuranda
Her bir yanda davul zurna vuranda
Yediden yetmişe bara duranda
(Eşikten beşiğe)
Hayden gidélim hayden!
Ardanuç bağlarına
Yalnızçam dağlarına
Kızgın boğalar toprağı eşende
Pilekide kete gevrek bişende
Gün batıp da yüreğe yâr düşende.
Hayden gidélim hayden!
Yusfeli bağlarına
Görkemli dağlarına.
Bardakiler ura ura çekende
Çiseli pus yamaçlara çökende
Çamların arasından ay sökende
Hayden gidélim hayden!
Borçka’nın bağlarına
Mor çiçek dağlarına.
Çaylar yeşillenip filiz verende
Peştemalli kızlari çay derende
Fındık toplayıp da yere serende
Hayden gidélim hayden!
Arhavi bağlarına
O yüksek dağlarına
Tekneler Karadeniz’e açılanda
Renk renk ağlar sulara saçılanda
Hamsi… Lazböreği…Çay içilende
Hayden gidélim hayden!
Hopa’nın bağlarına
Mor sümbül dağlarına
Dutlar yerişip yere tökülende
Teştide bekmez köpük bükülende
Yayla sırtından nahır sökülende
Hayden gidélim hayden!
Meydancık bağlarına
Negöli dağlarına
Sarı çiçek kar altında kalanda
(Kardelenler)
Gözlerimiz uzaklara dalanda
Şu özlemler yüreklere dolanda
(yürekleri saranda)
Hayden gidélim hayden!
Meyveli bağlarına
O yüce dağlarına
ERDEM UZAKLAR
EKİM-2003/OCAK-2004, ANKARA
|